Değerli Meslektaşlarım,
2 Kasım 2011 günü gece yarısı (mükerrer) Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Sağlık Bakanlığı’nın teşkilat yapısını değiştirmekle kalmamakta;
6023 sayılı TTB Kanun’unun 1. maddesinde geçen tabipliğin “kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak” ibaresi çıkarılarak artık Hekimlik mesleğinin kamu ve kişi yararına insancıl niteliğinin olmadığını ve piyasa şartlarına göre görev yapmasının istendiğinin, devlet hastanelerinin kâr-zarar hesabına göre çalışan birer ticarethaneye dönüştürülüp sınıflandırılmasından “kamu” sağlık kurumları yöneticiliklerine “her şeye muktedir CEO”ların atanmasına, “ithal hekim” uygulamasından mevcut klinik şef ve şef yardımcılarının unvanlarının iptaline ve eğitim görevlilerinin siyaseten belirlenmesine kadar sağlık alanını baştan sona yeniden düzenlemektedir.
Taleplerimiz olarak da; KHK’nın çekilerek kamu-özel bütün sağlık çalışanları için güvenceli iş, güvenceli gelir, sağlıklı ortamlarda ve şiddete uğramadan insanca çalışma ve yaşama ile mesleğimizi bağımsızca (performans, ciro baskısı, SUT vb.) yapabilme koşullarının sağlanmasıdır. Elbette bütün taleplerin başında halkın, hepimizin sağlık hakkı geliyor.
Bu taleplerimizi gözleri görmeyen, kulakları duymayanlara iletebilmek için Meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği, yasaların verdiği görev ve içinde bulunduğumuz sağlık ortamının hekimlerin iş güvenceleri, ücret güvenceleri, can güvenceleri ve mesleki bağımsızlıkları üzerindeki yıkıcı etkilerinin yüklediği sorumlulukla; ülkemizdeki tüm hekimleri en son 19-20 Nisan tarihlerinde mesleki geleceklerine sahip çıkmak üzere “GöREVLENDİRMİŞ” ti.
(6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 4. maddesi c) bendinde Tabipler Birliği; “Halkın sağlığını korumaya, azalarını muayyen refah seviyesine ulaştıracak gerekli iş sahaları bulmaya… meslek ve meslektaşların hak ve menfaatlerini korumaya çalışmak” ile yükümlü kılınmıştır.
Biz , kendimizi meslek örgütümüz tarafından 21 Aralık’ta da görevlendirilmiş bireyler olarak kabul edeceğiz ve GREV‘imizi gerçekleştirerek yapacağımıza, başaracağımıza inanıyoruz.
21 Aralık’ta ne yapacağız?
**Bu etkinliğimizi baltalamak için bizi birbirimize düşürmeye çalışabilecekler; kurumlarımıza/örgütlerimize yönelik çeşitli “haberlere”, engellemelere uğrayabiliriz. Bütün bunları aşan bir dayanışma ve birliktelik, sağduyu ile süreci başarıyla sürdüreceğimize hepimiz emin olacağız.
Çünkü Meslek örgütü tarafından yapılan etkinliklere katılmak, hukuka aykırı olmadığı gibi “suç” da değildir.
**21 Aralık’ta bizler sıradan bir “iş”e değil, kendimize/mesleğimize, kendimiz dahil halkın sağlık hakkına sahip çıkacağız.Bu “iş” nedeniyle sadece 1 gün boyunca sağlık hizmeti (acil hizmetler dışında) sunmayacağız.
**Bu “iş”i bir disiplin içinde, kuşkusuz bize yakışan bir ağırbaşlılıkla ve o ölçüde kararlılıkla yapacağız.
**Bunu hepimiz bir görev olarak kabul edeceğiz ve tüm hekimler hastalarımıza sağlık hizmeti verilmeyeceğini duyuracağız.
**Sağlık kuruluşlarımızda kendi aramızda toplantılar düzenlemeliyiz ve kararlılığımızı birbirimizle paylaşmalıyız, yöneticilere bunu kararlılıkla uygulayacağımızın mesajını vermeliyiz.
**Bu etkinliğin herhangi bir kişi/yöneticiye yönelik değil, uygulanan politikalar karşısında kendimize ve geleceğimize sahip çıkmak olduğunu,hiç kimsenin bunun karşısına geçmemesini SAKİN VE KARARLI bir şekilde paylaşacağız.
**Hastalarımızın kendilerince haklı gerekçelerle gösterebilecekleri TEPKİLERİ soğukkanlılıkla değerlendirmeli, hiç bir kargaşaya ortam yaratmaksızın meslek örgütümüzce açıklanan durumlar ve sizlerin “ACİL” olarak adlandıracağı durumlar dışında HİZMET VERMEME kararımızın desteklenmesini beklediğimizi söyleyeceğiz.
**Halkımıza “biz sizlere 365 günün 364 günü karda kışta gece gündüz her zaman bakıyoruz sizlerin de bizlere sadece 21 Aralık’ta bir gün BAKMALARINI” rica edeceğiz heralde bizleri kırmayacaklardır…
**Bu “yapılanın” bütün demokratik ülkelerde bir hak olduğunu,bunun Türkiye’de (de) çok görülmemesini isteyeceğiz.
**Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak bu “iş”e yüreğimizi koyduğumuzu, bu nedenle öfkeden uzak, hastalarımızın sıkıntı ve acılarına hürmet eden, insan sıcaklığıyla,sevgiyle ağırbaşlı ama coşkulu, herhangi bir kalıba sığmayan çok etkili bir iş yapacağımızı hissettireceğiz.
21 Aralık’ta BULUŞMA NOKTAMIZ Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi önünde olacaktır ve saat 11.30’da BEYAZ ÖNLÜKLERİMİZLE ve hep beraber tüm hekimler sağlıkçılar olarak Uğur Mumcu Meydanı’na doğru YÜRÜYÜŞE geçeceğiz. Uğur Mumcu Meydanı’nda SAĞLIKÇILAR MECLİSİ kürsüsünü kuracağız ve kendi kürsümüzden konuşacağız..Yürüyüşümüz, ıslıklarımızla, alkışlarımızla, sloganlarımızla müzik aletlerimizle birlikte bir ŞENLİK havasında geçecektir.
Biz hekimler ve sağlık emekçileri olarak; bu sınavı vereceğiz, meslek onurumuza, iyi hekimlik değerlerine, özlük haklarımıza,halkın sağlık hakkına sahip çıkacağız.
Hepimize kolay gelsin.
Dr. Nuh Demirpas
Adana-Osmaniye Tabip Odası
Genel Sekreteri