Sevgili Meslektaşlarım,
Adana Tabip Odası’nın geçen hafta boyunca yaptığı çalışmaların-etkinliklerin bir raporunu sunacağız. Geçen Hafta oldukça yoğun bir oda çalışması yaptık.Ancak bu toplantılarda daha fazla hekim arkadaşlarımızı görmeyi isterdik.Bundan sonraki toplantılarımıza daha fazla hekim arkadaşımızı aramızda görmeyi arzu ediyoruz. Bu hafta yaptığımız çalışmalarla ilgili bilgilendirmeler aşağıda sunulmuştur.
Tüm hekim arkadaşlarımıza sevgi ve saygılarımla,
Dr.Ali İhsan ÖKTEN
Başkan
ZİYARETLER
22 Kasım 2012
“ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ Prof.Dr.MUSTAFA KİBAR’I ZİYARET”
Adana – Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Mehmet Özalevli, Dr. Hamdi Karanfil ve Dr. Ahmet Suntur Çukurova Üniversitesi Rektörlüğüne yeni seçilen Prof. Dr. Mustafa Kibar’ı makamında ziyaret ederek hayırlı olsun dileğinde bulundular.
Rektörün çalışmalarında başarılar dileyen Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, Adana Tabip Odası olarak her zaman yanınızdayız. Oda olarak, tıp fakültesi ile ortak çalışma içerisinde olmak, var olan çalışmalarınızı daha ileri taşımak bizleri mutlu edecektir. Etkinliklerimize katılarak bilgilerini bizlerle paylaşan ve yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen hocalarımız adına sizlere teşekkür ediyoruz. Tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin halk sağlığı stajı yaparken sadece bir günlerini Tabip Odasında misafir etmek istiyoruz. Bunda amacımız öğrenciler gerçek yaşama, hekimlik yaşamına atıldıktan sonra Tabip Odaları ve hekimler arası bir bağın kurulmasında daha faydalı olacağını aynı zaman da oda işlevlerinin ne olduğu, odaların nasıl çalıştığı konusunda deneyim kazanacaklardır” dedi.
Tabip Odası Yönetiminin ziyaretinden çok memnun olduğunu belirterek üniversitenin fiziki durumu hakkında bilgi veren Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, Gerçekten sizleri burada görmek beni çok mutlu etti. İnşallah el birliği ile üniversitemiz ve şehrimiz için güzel projeler yapacağız. Üniversite ve Tabip Odası bağlarının güçlü olmasını her zaman arzuladığımız gibi tüm STK’lar ile işbirliği içerinde olacağız. Üniversitemizde öncelikli yapılması gerekenleri tespit ettik. Süreç içerinde hayata geçireceğiz. Tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin Tabip Odasın da staj yapma durumunu Halk Sağlığı Dekanı ile görüşeceğim” diye konuştu.
22 Kasım 2012
“ÇUKUROVA BELEDİYE BAŞKANI YILDIRAY ARIKAN’I ZİYARET”
Adana – Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Mehmet Özalevli, Dr. Hamdi Karanfil ve Dr. Ahmet Suntur ve ATO Aile Hekimlik Komisyonu Başkanı Dr. Yaşar Ulutaş’ın da katılımıyla Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan’ı da makamında ziyaret ettiler.
Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan’a Adana İlinde Aile Sağlığı Merkezlerine su faturası ile birlikte gelen çöp toplama bedeli adı altında çok yüksek ücretler geldiğini, bunun İlçe Belediye Meclisinde çözülebileceğini belirterek düzeltilmesini isteyen hekimler ayrıca Defin Ruhsatının aslında belediyeler tarafından verilmesi gerektiğini söylediler.
Katı atık toplama ücretini kesinlikle istemediklerini belirten Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan,”Bu durum tamamen 2872 sayılı Çevre Kanunun 11. Maddesinden kaynaklanan bir olay. Çevre ve Orman Bakanlığının talimatı ile bu bedeli almaya belediyeler mecbur bırakılmıştır. Bu bedeli almadığımız takdirde Belediye Başkanı ve personeline zimmet çıkacaktır. Personel bu zimmetin altından nasıl kalksın. Bu durum vatandaşı rahatsız ettiği gibi bizi de rahatsız etmiştir. Kanun gereği ASKİ bu parayı su faturaları ile toplayacak deniyor maalesef ASKİ bu görevini tam yapmamaktadır. Bizi halkın önüne atıyorlar sanki suç işlemişiz gibi. Bunun düzene girmesi için büyük çaba sarf ediyoruz. Aslında sil baştan yeniden ele alınıp, hükümet ve belediyeler bir araya gelerek yeniden değerlendirilmesi lazım” dedi.
TOPLANTILAR
21 KASIM 2012 “SAĞLIK HAKKI MECLİSİ”
Adana-Osmaniye Tabip Odasının organize ettiği Adana Sağlık Hakkı Meclisinin 2. Toplantısı Adana Eczacı Odası toplantı salonundadüzenlendi. Meclis toplantısına hekim ve sağlık çalışanlarının yanı sıra siyasi parti il ve ilçe başkanları, meslek örgütü, sendika, dernek başkanları/temsilcileri ile muhtarlar katıldı. Divan Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, Genel Sekreter Dr. Halit Atik ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Özalevli’den oluştu.
Dr.Halit Atik açılış konuşmasında İnsan olarak doğduk, insan gibi yaşayacağız. Sağlık Haktır diyerek Adana Sağlık Hakkı Meclisi toplantısının açılış konuşmasını yapan Adana –Osmaniye Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Halit Atik,” Sağlık herkese lazım, eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti herkese lazım diyoruz, hep birlikte demeye, dayanışmaya, dayanışmamızı büyütmeye, haklarımızı aramaya, sahiplenmeye, korumaya, konuşmaya geldik. Dünya’ya gelince kalbimiz atmaya başladı, nefes aldık. Siz hiç duydunuz mu nefes alma hakkı diye bir şey? Böyle giderse ona da mı sıra gelecek? Sağlık Hakkı Meclislerinde Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bizleri mağdur etmesine dur diyeceğiz, herkesi bilgilendireceğiz. Bir sorunla karşılaşanın yanında olacağız, dayanışma ile belki GSS danışma hatları kuracağız. Gündelik karşılaşılan sıkıntılarla ilgili hızla bilgi vereceğiz, sorunları raporlaştırıp bu sorunların tek tek değil çok sayıda olduğunu göstereceğiz, görünür kılacağız. Ama daha önemlisi hakkımız olanı, çok doğal olarak bizim olanı elimizden almalarına karşı “sağlık haktır” diyerek taleplerimizi somutlayıp değişik yol ve yöntemlerle dile getireceğiz. Daha çok konuşup daha çok çözümler üreteceğiz. Toplanma amacımız sağlık haktır. Bu sözü Adana’dan bütün Türkiye’ye yayacağız; sokaklara, caddelere, işyerlerine, sağlık merkezlerine, hastane koridorlarına, amele pazarlarına, dershanelere, tershanelere, köylere, kentlere, kahvelere, okullara, üniversite kantinlerine, öğretmen odalarına, işsizlere/iş arayanlara: sağlık haktır, diyeceğiz. Bu iki sözcük artık her yerde karşılarına çıkacak, çıksın. Ama önce bunu görmeleri, duymaları lazım. Sağlık haktır. Bu iki sözcük sinirlerini bozacak, çarpılacaklar. İnsan olarak doğduk, insan gibi yaşayacağız” dedi.
Dr.Ali İhsan Ökten konuşmasında Sağlıkta Dönüşümün IMF ve Dünya Bankası Projesi olduğunu belirten Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten,”Bu proje ile birinci basamak sağlık hizmetleri “Aile Hekimliği” adı altında uygulanmaya başlamış, çalışanlar sözleşmeli olurken, Kamu Hastane Birlikleri Yasası ile de 2. Ve 3. Basamak sağlık hizmetleri başlarına CEO, genel sekreter adı altında idari yöneticiler ve onların altlarına da başhekimler getirilmiştir. Şu an CEO’larımızın ve yöneticilerimizin bir kısmı hekim olsa da 663 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’ye göre, CEO olmak için hekim, eczacı, dişhekimi, hemşire, biyolog filan olmak gerekmeyecek, herhangi bir 4 yıllık bir okulu bitirmek yeterli olacak. Çünkü artık her şey kar-zarar hesabına göre çalışacak. Bu anlayış sağlık hizmetlerini şirket mantığı ile yönetilmekle kalmayıp aynı zamanda siyasi kadrolaşmanın ve güvensiz çalışma ortamının zeminini de oluşturmuştur. Hastaneyi kar ettirmeyen bir yönetici şirketten hemen atılacaktır. Sağlık hizmetleri ticarileştirilirken bir taraftan da halkımızın sağlık hakkı yavaş yavaş elinden alınmaktadır. Artık ilaç almak için eczanelere giden her vatandaş önce biriken borçlarını ödemek durumundadır. Yakında birçok kişiye SGK’ya katılım payı veya katkı payı adı altında prim borçları gelecektir. Dönüşüm ile vatandaş sağlık hizmetlerinden memnun ise hekimleri şikâyet ve hekime şiddet neden artmaktadır. Burada suçlu vatandaş değil, Sağlıkta Dönüşüm Projesidir. Sağlıkta Dönüşüm Projesi hekim – hasta ilişkisindeki ilişkileri bozmuş ve güvensizliği arttırmıştır. Bizim bu toplantılardaki esas amacımız bu dönüşümün gelecekte neler getireceğini sizlere anlatmak, aramızda giderek açılan güvensizlik ve iletişimsizlik ortamını ortadan kaldırmak, yeniden sevgiye, saygıya ve güvene dayanan ilişkiyi tekrar kurmaktır. Çünkü hekimlik diğer mesleklerden farklıdır, karşılıklı güven ilişkisine dayanır” diye konuştu.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Dr. İsmail Bulca’nın Sağlıkta Dönüşüm Sisteminin getirdiği olumsuzlukları slayt sunum yaparak tek tek anlatmasının ardından katılımcılar merak ettikleri soruları sorarak fikir alış verişinde bulundular.
15 KASIM 2012
“DİKKAT EKSİKLİĞİ TEDAVİSİNDE GÜNCEL GELİŞMELER”-Dr.SABRİ YURDAKUL
PANEL
24 Kasım 2012 “BEREKETLİ TOPRAKLAR BARIŞI ARIYOR”
Adana-Osmaniye Tabip Odası ile Eğitim Sen Adana Şubesinin işbirliği ile Ortadoğu ve Türkiye – Suriye ilişkilerinin anlatıldığı “Bereketli Topraklar Barışı Arıyor” Paneli Adana Büyükşehir Belediye Tiyatro Salonunda düzenlendi.
Panele CHP Hatay Milletvekili Dr. Mehmet Ali Edipoğlu, Gazeteci Faik Bulut ve Sosyolog Prof. Dr. Ahmet Özer konuşmacı olarak katıldı.
DR. ALİ İHSAN ÖKTEN, İNSAN SAĞLIĞI VE YAŞAMASI ÖNCELİĞİMİZ
Panelin açılış konuşmasını yapan Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten.” Suriye’nin ne hale getirildiğini televizyonlardan ve gazetelerden görüyorsunuz. Bu ülkeyi yönetenler biraz tarih bilseler, biraz ülke vatandaşını tanısalar, biraz bizleri dinleseler, biraz geleceği görebilseler, biraz kültürümüzü tanısalar, ülkemizi biraz bilimin ışığı altında değerlendirseler şimdi ne Hatay, ne Urfa, ne Kilis, ne Gaziantep ne de Adana böyle tedirgin olur, ne de Şam, Halep, Humus, Hama sokakları kan ve barut kokardı. Şimdi Halep sokaklarında koşan, şeker alan, bisiklet süren, pencereden özlemle sokağa bakan çocuklar yok. Şimdi sadece kan, gözyaşı, bomba sesleri, barut kokuları, gecenin sesliğini yırtan tecavüze uğrayan veya öldürülen kadın ve çocuk sesleri var. Konuşmacılar Suriye de yaşanan bu durumun sosyolojik, siyasal, ekonomik ve stratejik öneminin ayrıntılı olarak değerlendirmesini yapacaklar. Atatürk’ün gözünde çok önemli olan ve çok kültürlülüğü bugüne kadar sorunsuz olarak yaşatan Hatay, maalesef günümüzde iktidar tarafından ülkemizin birçok değeri gibi gözden çıkarılmıştır. Hataylılar şu an kendi topraklarında ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektedir. Sorun artık sadece Hatayla sınırlı değildir. Birkaç hafta önce Urfa-Akçakale düşen bir top mermisi 3’ü çocuk 5 kişinin ölümüne neden olmuştur. Şimdi sınırlarımıza Patriot füzeleri de yerleştirilmeye başlanmıştır. Savaş artık yanı başımızdadır. Her zaman için insan sağlığını ve yaşamasını önceleyen bizler; Barışın, kardeşliğin, hoşgörünün, sevginin, sanatın, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Abidin Dino, Yılmaz Güney gibi birçok bereketli sanatçıların dili olan bu bereketli topraklar şimdi korkunun, şiddetin, işsizliğin egemen olduğu topraklara dönüştürülmüştür. Bu bereketli topraklarda barış, özgürlük ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz. Bunun için de halkımızın ve Suriye halkının yanındayız” diye konuştu.
KAMURAN KARACA, BU TÜR OYUNLAR DEŞİFRE EDİLMELİ
Ortadoğu da özellikle Amerika’nın Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da yaptığı oyunların farkında olan emek cephesi, emek örgütleri olarak bunu toplumla paylaşmayı amaçladıklarını belirten Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Kamuran Karaca, “Komşumuz olan Suriye’deki savaşı bu cepheden değerlendiriyoruz. Esad rejimi ya da diğer ülkedeki rejimlerin destekçisi değiliz ama burada asıl yıkılmak istenen emperyalizm ve bölgedeki zenginlik kaynaklarına müdahalesini engel gördükleri unsurları, hedefleri ortadan kaldırma çabası, çalışması olarak görüyorum. Bu bağlamda biz bu tür oyunları deşifre etme noktasında bu paneli düzenlemek istedik” diyerek farklı zeminlerde farklı şekillerde bu tür toplantılarla halkı ve üyelerimizi bilinçlendirme sürecine devam edeceklerini dile getirdi.
DR. HALİT ATİK, AKP’NİN DIŞ POLİTİKASI ÇIKMAZ SOKAK
CHP Adana Milletvekilleri Ümit Özgümüş, Ali Demirçalı ve Turgay Develi, Sivil Toplum Kuruluşlarının Başkan ve Üyeleri, Siyasi Parti temsilcileri, hekimler, öğretmenler ile çok sayıda vatandaşın katıldığı panel de konuşan Moderatör Dr. Halit Atik,”AKP bir anda ABD politikaları doğrultusunda şahinleşip, Türkiye’yi Suriye ile çatışma noktasına getiriverdi. Bu durum Türkiye’nin ve bölge halklarının çıkarına bir durum değildir. Mezheplerin, halkların birbirine karşı kışkırtılması ve bu yolla insanların birbirini boğazlamasından bir çıkar umulması utanılacak bir durumdur. Bir insanlık suçudur. İktidarın dış politikası çıkmaz bir sokağa girmiştir. Kendileri de bunun farkında ama ne yaparlarsa yapsınlar, ülke içinde ve dışında, acı çekmelerine, gözyaşı ve kan dökmelerine neden oldukları insanların elleri, hem bu dünya da, hem de inandıkları öbür dünya da yakalarına yapışacaktır. Bundan hiç şüpheleri olmasın” dedi.
FAİK BULUT, SURİYE’DEKİ YANGIN BİZE SIÇRAYABİLİR, CANIMIZI YAKABİLİR
Gazeteci Faik Bulut, Suriye’de iç muhalefeti saymasanız, muhalefet dediğimiz grupların çoğunun dış bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Mesela Suriye’ye 14 ülkeden gelmiş 15 bin cihatçı ve kaideciden söz etmek mümkün. Bu orası bombalanıyor burası bombalanıyor denilenler biraz da budur. Fakat Türkiye dahil Suriye rejiminin, yönetiminin hemen çabuk devrileceğine kendilerine göre yanlış noktasından yola çıktılar. Devrilmediğini görünce de bu kez vekaleten savaş yürütmeye çalıştılar. Bu vekaleten savaşta özellikle Çin, Rusya ve İran’ın tavrı, karşı duruşu çok önemliydi. Artık direk rejime müdahale şu an için gündem de değil. Ama savaş olacaksa, Amerika buna niyet edecekse, lobiler buna karar verecekse benim gözlemime göre Şubat’tan önce olmaz. Mart, Nisan ayları olabilir. Bir, eğer niyet edecekse, gücü yetecekse, planını iyi yapacaksa. İki, şu an da Türkiye merkezli ana merkez olarak desteklediği muhalefet ve Türkiye’nin Suriye politikaları tümüyle hesap yanlış çıkmıştır. Başarısız olmuştur. Başarısız olduğu için de Amerika bakmış bu beceriksizlikle bu işin gideceği yok buradaki Suriye milli meclisini yana atıp, daha geniş koalisyon muhalifler adı altında Katar’da topladı işi ele aldı. Bu Türkiye’nin oyuncağının elinden alınması anlamına geldi. Türkiye’nin başarısız politikaları Amerika’yı memnun etmemiştir. Şimdi Suriye’deki yangın bize sıçrayabilir, canımızı yakabilir”
PROF. DR. AHMET ÖZER, İÇ ÇATIŞMA ÇÖZÜLMEDEN DIŞARDAKİ ÇÖZÜCÜLÜK İNANDIRICI OLMAZ
Ortadoğu’daki çatışmanın iki nedeninden bahseden Sosyolog Prof. Dr. Ahmet Özer,” Amerika Ortadoğu’nun enerji kaynaklarına ve bu kaynaklara ulaşma çabası ve Amerika’nın başını çekmiş olduğu yenidünya düzenine uymayanları uydurmaya çalışma isteğidir. Bu çerçeve de Türkiye’de bir müttefik olarak Ortadoğu’da rol oynamak istiyor. Ama bunu yaparken iki yanlış yaptı. Birincisi bir neoosmanlıcı anlayışla model kurucu, aktif dış politika yapacağız sıfır problemli dış politika ama biz belirleyen olacağız dedi fakat maalesef sıfır problemli dış politika sıfırı tüketti. Bu gün problemli olmadığımız hiçbir dış komşumuz yok. Genel de Ortadoğu’da özelde de Suriye’de ki mevcut durum. Türkiye’yi bir Ortadoğu bataklığına çekme durumudur. Türkiye’nin burada yapması gereken şey Suriye’nin iç işlerine müdahil olmak ya da orada elkaide militanlarına lojistik destek sağlayarak bir değişikliğe gitmek yerine bir değişiklik olacaksa uluslar arası hukuku, birleşmiş milletleri, diplomasiyi kullanarak yardımcı olmaktır. Aksi takdirde bu tür çatışmalar işte uçağımızın düşürülmesi, Akçakale’de insanlarımızın öldürülmesi bizi bir Ortadoğu bataklığına çekebilir. Bu savaş bizim savaşımız değildir. Biz daha kendi içimizdeki çatışmaları, ölümleri bitirmeden dışarıda sorun çözücü bir noktada olamayız. Kimse de buna inanmaz” şeklinde konuştu.
DR. MEHMET ALİ EDİPOĞLU, TÜRKİYE VEBALE ORTAK OLMAMALI
Küresel güçlerin dünya üzerinde estirdiği emperyal rüzgârların başlıca sebebi, kaynaklara el koyma, sömürme ve talan etme mücadelesi olduğunu söyleyen CHP Hatay Milletvekili Dr. Mehmet Ali Edipoğlu,” Bugün, komşumuz Suriye olayında görüldüğü üzere İsrail, ABD ve AB ülkeleri bir tarafta; İran, Rusya ve Çin öte tarafta olmak üzere kirli ve lanetli bir savaş yaşanmaktadır. Bu karşı karşıya gelişin asıl sebebi ise enerjidir. Yoksa Suriye’de yaşanan insanlık dramı ve Selefi-Vahhabi ve El-Kaide çeteleriyle yapılan katliam, ne İsrail, ne ABD, nede AB ülkelerinin umurunda değildir. Ortadoğu’da mevcut doğalgaz yatakları ile İsrail, Kuzey Irak, Kuzey Suriye, Güney Kıbrıs ve Katar’da yeni keşfedilen büyük doğalgaz kaynaklarının paylaşımı ile AB ülkelerinin en büyük gaz tüketicisi konumuna gelişi ve Rus doğalgazına bağımlılığı, Ortadoğu’da yaşanan çatışmanın gerçek nedenidir. Ancak bölgenin gelişen ekonomileri ve güçleri olan Türkiye ve İran’ı, Suriye üzerinden savaşa zorlayanlar ve Türkiye’yi Suriye’ye girmesi için teşvik edenler ile Saddam’ın Kuveyt’i işgal etmesini isteyenlerin aynı ülkeler olduğuna şüphe yok. Dünyada en zengin yüzde 1’lik kesim, küresel servetin yüzde 40 gibi çok büyük bir oranına hükmediyor. En zengin yüzde 10’luk kesim de, söz konusu servetin yüzde 85’ini elinde bulunduruyor. Son olarak; Türkiye, neo-liberal politikaların ürünü, vahşi kapitalizmin tarihi krizinin yüküne, Suriye ile savaşarak ve Müslüman insan kanı akıtarak bu vebale ortak olmamalıdır” dedi.