ARKADAŞIMIZ PROF.DR. OSMAN KÜÇÜKOSMANOĞLU, HAKSIZ YERE GÖZALTINA ALINDIĞI GEREKÇESİYLE AÇMIŞ OLDUĞU TAZMİNAT DAVASINI KAZANMIŞTIR..

Değerli Meslektaşlarım,

15 Nisan 2011 günü Adana-Osmaniye Tabip Odası eski Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve o gün Adana-Osmaniye Tabip odası Pratisyen Hekimlik komisyonu başkanı olan Aile hekimi Dr.Ömer Eşki, birer hekim olarak halkın SAĞLIK HAKKINI SAVUNMAK, HALKI SAĞLIK KONUSUNDA BİLGİLENDİRMEK, birer meslek örgütü yöneticisi, sendikacısı, tıp fakültesinde öğretim görevlisi olarak da AKP’nin SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM POLİTİKALARINI ELEŞTİRMEK VE AKP’NİN HALKI KANDIRDIĞINI VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI İLE YEŞİL KARTLARIN İPTAL EDİLECEĞİNİ, herkesin PARASI KADAR SAĞLIK HİZMETİ ALACAĞINI, NORMALDE İNSAN HAKKI OLAN SAĞLIK HAKKINDAN YARARLANMAK İÇİN HERKESİN SAĞLIK PRİMİ YATIRACAĞINI VE UYGULANAN PROGRAMIN HALKIN SAĞLIK HAKKINA VE İNSAN YAŞAMINA BİR SALDIRI OLDUĞUNU ve 19-20 Nisan 2011 günü Türk Tabipleri Birliği ve SES ile birlikte yapacakları ‘2 GÜNLÜK GREV’i’  anlatmak amacıyla yasal olarak kurulmuş mecliste grubu bulunan her partiye giderek yaptıkları gibi  (CHP, MHP, BDP  il başkanlıkları ziyaret edilmiş, AKP’den randevu istenmişti ama randevuya cevap gelmemişti) Şakirpaşa mahallesinde BDP’nin kurmuş olduğu Demokratik Çözüm Çadırı’nı ziyaret etmişlerdi.  

Bu ziyaretler, 4-5 Nisan 2008 tarihinde Ankara’da düzenlenen “Türk Tabipleri Birliği Etik Bildirgeler Çalıştayı’nda kabul edilen TTB İş Bırakma Eylemi Bildirgesi Sonuç raporu’nda yer alan “İş bırakma kararı alındığında toplum önceden bilgilendirilmeli, ayrıca iş bırakma eyleminin gerekçeleri toplumla yeterince açık ve anlaşılır biçimde paylaşılmalıdır” şeklinde yer alan sonuca göre yapılmıştı. 

Arkadaşlarımız bu ziyaretlerinden yaklaşık iki hafta sonra Adana Özel Yetkili Savcılık emriyle çalıştıkları iş yerlerinden ellerine plastik kelepçe vurularak gözaltına alınmış, kendilerine onur kırıcı muamele yapılmış, aynı gün mahkeme tarafından SERBEST bırakılmışlardı. Daha sonra, arkadaşlarımız hakkında yasadışı SİLAHLI ÖRGÜT PROPAGANDASI yapmaktan dava açılmıştı.

Adana’da ‘Demokratik Çözüm Çadırı’nda terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan ve tutuksuz yargılandığı mahkemede ilk duruşmada BERAAT eden Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu haksız yere gözaltına alındığı gerekçesiyle açtığı TAZMİNAT DAVASINI kazanmıştır.

“Yasadışı örgütün amacının propagandasını yapmak diye bir suç tanımı olamaz. Ancak yasadışı örgütün amacına ulaşmak için ‘terör (şiddet) yöntemlerine başvurmak amacıyla hareket etmek suç olabilir”

“Görüldüğü gibi Özel Yetkili Savcılıklar ve Mahkemeler bir kişinin şiddet yöntemine başvurup başvurmadığını araştırmaksızın, sadece NE ve NEREDE KONUŞTUĞUNA BAKMAKTA ve ona göre SUÇ TANIMI yapmaktadırlar.”

İşte Türkiye’nin en büyük hukuk problemi budur.

İleri demokrasi uygulandığı iddia edilen ülkemizde; şiddete başvuranla, şiddete başvurmayan arasında hiçbir ayrım yapılmamakta, herkes yasadışı silahlı örgüt üyesi olarak suçlanabilmekte, Sağlıkta dönüşüm reformuna karşı geldikleri için hekimlerin ve sağlık çalışanlarının dövüldüğü, gözaltına alındığı  ve hatta tutuklandığı, bilimsel, laik bir sistemden uzaklaştırılıp çağdışı ve gerici eğitimin uygulanmasının önünü açan, eğitimi paralı hale getirerek bundan dolayı da yoksul çocuklarının eğitimi neredeyse  imkansız hale gelecek olmasına, çocuk gelin ve çocuk işçilerin oluşmasına karşı geldikleri için üzerlerine gaz bombaları ve boyalı sular sıkılan öğretmenlerin olduğu, yani adında “REFORM” denilen herşeyi gerçekleştirmek için yasadışı ve hukuksuz orantısız güç kullanılarak engellenmeye çalışıldığı ve hükümete muhalefet edenlerin  ERGENEKONCU, KCK’LI, DARBECİ diye yaftalandığı, daha basılmamış kitapları ele geçirip basılmasını engelleyerek ve bunu da HÜKÜMETİ DEVİRMEYE niyetli amaçlar olarak değerlendirilip ve tüm bunları SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ propagandası yapmak ile suçlayıp yargılamalar yapılmakta ve tutuklamalar gerçekleştirilmektedir.

Türkiye’nin artık bu HUKUK GARABETİNDEN kurtulması gerekmektedir.

“İleri Demokrasi” uygulandığı iddia edilen faşizan ve hukuk dışı baskıların ülkemizi ve çocuklarımızın geleceğini düşünen BİZLERİ yıldıramayacağını, bizlerin amacının Ülkemize, halkımıza ve çocuklarımıza ONURLU BİR GELECEK bırakmak olduğunu herkese göstereceğimizi ve bu mücadelemizi sonuna kadar ve elde edene kadar sürdüreceğimizi belirtiriz.

HERKESE EŞİT, ÖZGÜR, LAİK, DEMOKRASİNİN TAM UYGULANDIĞI VE GERÇEKTEN TAM BAĞIMSIZ BİR TÜRKİYE’DE KARDEŞÇE YAŞAMA DİLEKLERİMİZLE…

Dr. Nuh Demirpas
Adana-Osmaniye Tabip Odası
Genel Sekreteri