Değerli Meslektaşlarım,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 3.kez çıkartılan, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği hizmetlerinin sunumunu ve eğitimini taşerona emanet eden, Çalışanların sağlığını ve güvenliğini yok sayan bu yönetmelikleri kabul etmediğimizi belirten basın açıklaması, katılan kurumlar adına (TTB-TMMOB-TÜRK-İŞ-DİSK-KESK-TÜRKİYE KAMU-SEN) Adana Tabip Odası Başkanı Dr.Rıza Mete tarafından 27.12.2010 pazartesi günü (bugün) saat 12.30’da İl Çalışma Bölge Müdürlüğü önünde yapılmıştır.
Basın açıklamasından sonra Dev-Sağlık İş Başkanı Dr.Arzu Çerkezoğlu da üniversitedeki ihale sonrası gelişmeler ile ilgili yasal süreç hakkında kısa bilgi vermiştir.
Bilgilerinize sevgi ve saygılarımla,
Dr.Nuh DEMİRPAS
Adana-Osmaniye Tabip Odası
Genel Sekreteri
BASIN AÇIKLAMASI
BU YÖNETMELİKLER YİNE OLMAMIŞ
SİYASİ İKTİDARI BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından benzer içerikte ama “üçüncü” kez olmak üzere hazırlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği”, “İşyeri Hekimlerinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik” ve “İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik”leri 27 Kasım 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 27 Kasım’da, Antalya’da, ilgili tüm tarafların katılımıyla, çalışma yaşamının teorik altyapısını oluşturmayı amaçladığı “İş Sağlığı ve Güvenliği Strateji Çalıştayı”nın açılış konuşmasında bu Yönetmeliklerin yayınlandığını ilk kez duyurdu. Garip bir çakışma ile “Nasıl Olmalı?” sorusuna cevap aranırken “Nasıl yapılacağı” da bildirilmiş oluyordu. Bu durumda demokratik katılım adına görüş almak ve toplantı yapmanın ya da yapılan bunca değerlendirme toplantısının samimiyet eksikliğini hayli aşan bir yaklaşımı ifade ettiği açıktır.
Bu Yönetmeliklere göre;
İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmet sunumu ve eğitim hizmetleri taşerona devredilmektedir. Taşeronluk İş Yasasında özel düzenlemesi bulunan; işçi haklarının kısıtlanmasından işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmamasına kadar bir çok sakıncayı barındırdığından, mutlak zorunluluk hali dışında uygun görülmeyen bir çalışma biçimidir.
Genel olarak çalışma ilişkisinde uygun bulunmayan bir iş ilişkisinin işçinin yaşam ve sağlık hakkını doğrudan ilgilendiren işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uygulanmak istenmesinin sağlığın korunması ve geliştirilmesine katkı sağlamayacağı açıktır. Daha çok işçinin daha etkin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleriyle karşılaşmasına yönelik çaba içinde olunması gerekirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün taşeronlaştırmanın düzenleyicisi ve destekleyicisi olması doğru değildir.
Bugün işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında ülkemizdeki en yaygın hizmet sunum modeli olan işyeri ortak sağlık birimlerinin tasfiye edilmesiyle yerine işyeri dışında özel şirketlerin kuracağı birimlerin geçirilmeye çalışılması için gösterilen çaba kabul edilebilir değildir.
İş güvenliği mühendisleri ve işyeri hekimlerinin eğitim hizmetlerinin özel dershaneler aracılığıyla verilmesine yönelik ısrarı doğru bulmuyor ve kesinlikle kabul etmiyoruz. İdari yargı kararına aykırı olarak, TTB tarafından 2003 ve sonrasında verilen işyeri hekimliği sertifikalarını kabul etmemek ve TMMOB’a bağlı Odalar tarafından verilen iş güvenliği belgelerini görmezden gelmek, ancak Bakanlık tarafından verilenlerin tamamını kabul etmek şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme Bakanlığın bakış açısını net biçimde ortaya koymakta olmasının yanı sıra, hukuka aykırılıkta ısrar niteliğindedir. Bakanlık tarafından ortaya konulan tutum, siyasi bakışın hizmet gerekleri ve kamu yararının önüne geçmiş olmasından başka bir şey değildir.
Sosyal tarafların Yönetmeliklerden beklediği amaç, çalışanların işyerindeki tehlikelerle karşılaşma ve onlara maruz kalma olasılığını en aza indirmek için oluşturulacak örgütlenme, normlar ve sürekli gözetimi mümkün kılan bir yapıyı ortaya çıkarmaktır. Bu yapının tarafları ise, Devlet, işveren, çalışanlar ve sendikaları, iş güvenliği mühendisleri ve iş yeri hekimleridir. Bu unsurların doğru kurgulanması, güvenlik kültürünün gelişimine ve sistemin tesisine güçlü bir temel sağlayacaktır. Bu nedenle, iş güvenliği mühendisi, işyeri hekimi ve sendikaları düzenlemelerin içine, işlevine uygun ana unsurlar olarak doğru koymak gerekir. Bu unsurları inkâra dönük bir yaklaşımın ürünü olan Yönetmeliklerin amaca hizmet etmeyeceği açıktır.
Biz,emek ve meslek örgütleri olarak, bu yönetmeliklerin hazırlandığı süreçte her türlü yapıcı katkıyı sunmaya çalışmış isek de Bakanlığın katı ve dayatmacı tutumuyla karşılaşılmıştır. Yayınlanan yönetmelikler, Bakanlığın işçi sağlığını ve iş güvenliğini koruyup geliştirmek değil bu alandaki piyasa aktörlerinin faaliyetlerini düzenlemeyi önemsediğini açıkça ortaya koymuştur. Bizler emek ve meslek örgütleri olarak öteden beri izlediğimiz bu alanda her zaman olduğu gibi işçi sağlığının ve iş güvenliğinin korunmasından yana taraf olmaya devam edeceğiz.
TTB – TMMOB – TÜRK-İŞ – DİSK – KESK – TÜRKİYE KAMU-SEN adına
Dr.Rıza METE
Adana Tabip Odası
Başkanı