Değerli Meslektaşlarım,
27 Eylül 2011 Cumartesi günü acil nöbeti sırasında meslektaşımız Dr. Fulya Kaya’ya yapılan saldırıyı protesto etmek için Adana Devlet Hastanesi Acil Servisi önünde saat 12.30’da basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasına Adana-Osmaniye Tabip Odası yönetim kurulu üyeleri, hekim meslektaşlarımız, hemşireler, teknisyenler, Çukurova Üniversitesi öğretim görevlileri, SES Adana Şubesi’ne bağlı sağlık çalışanları ve Fulya Kaya’yı seven dostları katılmıştır.
Basın açıklamasını Adana-Osmaniye Tabip odası Başkanı Dr.Resmiye Kaya yapmıştır.
Basın açıklamasından sonra Adana-Osmaniye Tabip odası Başkanı Resmiye Kaya, yönetim kurulu üyeleri ve SES Adana Şubesi Başkanı Muzaffer Yüksel, Dr.Fulya Kaya’ya geçmiş olsun ziyaretinde bulunduktan sonra Adana Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Fazlı Aslan makamında ziyaret edilerek kurum adına kendilerine geçmiş olsun dileklerinde bulunulmuştur.
Bilgilerinize saygılarımızla, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Dr.Nuh DEMİRPAS
Adana-Osmaniye Tabip Odası
Genel Sekreteri
BASIN AÇIKLAMASI
Değerli Basın emekçileri, en iyi sağlık hizmeti almak için umut eden sayın hastalarımız ve siyasiler tarafından her zaman hedef gösterilip, her an nereden geleceği belli olmayan saldırıya, şiddete uğramaya hazır halde bekleyen sayın sağlık emekçileri;
Sağlık Bakanının “Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı olarak şiddete asla tolerans göstermeyeceğim ve bu konuyu bizzat takip etmeye devam edeceğim. Şiddete karşı mücadeleyi bizzat himayem altına alıyorum” dediği gün ve aynı saatlerde çirkin bir saldırıya uğrayan meslektaşımız Dr. Fulya Kaya için burada toplanmış bulunmaktayız.
ü Son yıllarda Sağlıkta Dönüşüm Programı ile hastalarımızın müşteri, hastanelerimizin ve sağlık merkezlerimizin ise ticari bir işletme haline getirilmesinden dolayı (yani diğer adıyla Sağlığın özelleştirilmesiyle;) özelleştirilmiş ve kar etmeyi önceleyen bir sağlık sisteminde baskı, hak kayıpları, sömürü, saldırı ve şiddet kaçınılmazdır.
En son örneğini ise burada bulunduğumuz Adana Devlet Hastanemizin acil servisinde görevli doktor arkadaşımız Fulya Kaya, 24 Eylül 2011 cumartesi günü kendini bilmez insanlıktan nasibini alamamış ve vahşice erkeklik duygularını hiddetle dışa vurarak, bir kadına aslında bir insana 4-5 kişi saldırabilecek kadar alçalabilen, yüreksiz kişiler tarafından fiziksel saldırıya uğramış, darp edilmiş ve şu anda beyin cerrahisi doktor arkadaşlarımızın gözetiminde tedavisi devam etmektedir.
Meslektaşımıza yapılan bu çirkin ve vahşice saldırıyı nefretle kınıyoruz.
Bu gün ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi Adana’da da binlerce sağlık kurumunda, acillerde, polikliniklerde, laboratuarlarda, ameliyathanelerde, başta çocuklar, yaşlılar, düşkünler ve tüm hastalarımızı sağlıklarına kavuşturmak için fedakarca çalışan biz hekimler ve sağlık çalışanları bu davranışların hiç birini hak etmiyoruz.
Bizlerin en büyük mutluluğu hayata döndürdüğümüz, acısını-ızdırabını dindirdiğimiz, sağlıklarına kavuşturduğumuz hastalarımızın yüzündeki mutluluk dolu tebessümleridir.
Sağlıkta Dönüşüm Programı denilen sağlığın ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi programında; Siyasiler tarafından, Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çok para aldığı, Hekimlerin az paraya çalışarak yaşamalarına alışmalarının gerektiği,hekimlerin ellerini hastaların ceplerinden çekmesi gerektiği, hatta hatırlanacağı gibi Adana’da da geçmiş dönemde mülki amirlerimizden birinin “kendisinin yapmış olduğu araştırmaya göre hekimlerin daha az şiddete uğradığı ve en fazla saldırıya uğrayanların nüfus ve vergi memurları olduğu” (yani hekimler ve sağlık çalışanları az dayak yiyor biraz daha fazla yesinler anlamında) şeklinde yapılan bilinçli veya talihsiz açıklamalar sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusunun hekimler ve sağlık çalışanları olduğu algısı yaratıldığı bir dönemi yaratmıştır.
Bu söylemler ve yaklaşımlar ile davranan yöneticiler, şiddetin oluşmasını önleyici tedbirleri alması gerekirken; ne yazık ki tam tersi hareket etmişler, hatta bazı durumlarda yetkili ve sorumlu olanlar şiddeti doğuran, yaygınlaşmasını sağlayan yaklaşım ve söylemleri ile şiddetin daha da tırmanmasına katkıda bulunmuşlar ve üzülerek belirtmeliyiz ki bulunmaya da devam etmektedirler.
Bunun sonucu olarak da hekimler ve sağlık emekçileri olarak artık acil servislerde polikliniklerde, hastane koridorlarında ve yetmezmiş gibi sokakta da hemen her gün şiddete maruz kalmaktayız.
Bunlara izin vermeyeceğiz!
Buradan Sayın halkımıza ve yöneticilerimize sesleniyoruz;
Bizler hekimler ve sağlık çalışanları olarak, İnsan yaşamına başlangıcından itibaren saygı göstereceğimize, dil din ırk cinsiyet, düşünce ve sosyal konuma bakmadan tüm insanlara eşit yaklaşacağımıza ve kendi yaşamımızı da insanlığın hizmetine adayacağımıza yemin ettik..
Bizler yeminimizi yerine getiriyoruz ve getireceğiz.
Ne yazık ki;
Arkadaşımız Dr. Fulya Kaya’nın başına gelen bu çirkin saldırı ve şiddet olayı gibi son yıllarda hemen her gün meslektaşlarımız, sağlık emekçileri ülkemizin değişik yerlerinde darp ediliyor, yaralanıyor, sakat bırakılıyor ve hatta öldürülüyoruz.
Yine söylüyorum; Bizler bunların hiç birini hak etmiyoruz.
Bir doktor arkadaşımızın günde 100-150 hasta bakmasının, hastalara yeterli süre ayıramamasının, acil servislerdeki izdihamların sorumlusu bizler değiliz.
Soruyorum sizlere 100. sırada muayene olmak veya 15. sırada ameliyat olmak ister misiniz?
Sağlık kurumlarındaki düzensizliklerin, sağlıktaki kötü yönetimlerin sorumlusu hekimler ve sağlık emekçileri olarak biz değiliz.
Hastalarımızın ödediği ‘’katılım payları’’nın ‘’ilave ücretlerin’’ sorumlusu da bizler değiliz. Lütfen “kimin eli sizin yani hastalarımızın ve halkımızın cebinde olduğunu” herkesin düşünmesini istiyorum.
Hemen her gün sürekli olarak değişen uygulamaların, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödemediği ilaçların sorumlusu da bizler değiliz.
Tam tersine, aynı sağlık politikaları, aynı ülkede yaşayan halkımız gibi biz hekimleri ve sağlık emekçilerini de mağdur etmektedir.
Fakat gelişen olaylara baktığımızda hastasının sağlığından başka bir kaygısı bulunmayan ve bu amaç için bütün bu olumsuz şartlara rağmen olağanüstü çaba gösteren hekimler ve sağlık çalışanlarının şiddete maruz kalmadıkları gün neredeyse yoktur.
Biz bunları kabul edemiyoruz ve kabul etmeyeceğiz.
Bakanlık olarak ulusal eylem planı hazırlığı içinde olduklarını belirterek, bu kapsamda, sağlık kuruluşlarında şiddete sıfır tolerans gösterilmesi konusunda 18 Kasım 2002’den beri 4 dönem bakanlık görevini yapan Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ bakanlığının “9. yılında” bir kurul oluşturmayı planladıklarını söylemiştir. Biz Sayın Sağlık Bakanından yukarıda anılan yönetmeliğin yerine getirilmesi için gereğini gerçekten samimi olarak yapmasını istiyoruz.
Meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği, “Şiddete karşı sıfır tolerans” çalışma grubunu kurarak şiddete karşı alınması gereken önlemleri ve kurum amirlerinin güvenlik ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeleri için 2009 yılının mayis ayından beri başhekimliklere odalarımız aracılığı ile yazılar göndermiştir. Bu yazıları tekrar başhekimliklere göndereceğiz. Adana Tabip odası bünyesinde de “Acil Şiddet Hattı” (0 530 569 17 17) yaklaşık 1 yıldan fazla bir süredir hizmettedir.
Adana’ya atanan yeni Sayın Valimize öncelikle hepinizin huzurunda “hoş geldiniz” demek istiyorum. Adana’ya atanır atanmaz vatandaşların hastanelerle,hekimlerle ve sağlık çalışanları ile ilgili şikayetlerini, sorunlarını iletilmesi için kendisinin, sağlık müdürünün ve başhekimlerin cep telefonlarının bulunduğu tabelaları hastanenin giriş yerlerine astırmıştır.
Bu gibi girişimleri, sağlıkta yaşanan sorunların, huzursuzlukların çözümü olarak görmemekteyiz aksine popülist ve halka karşı hoş görünme çabaları olarak görmekteyiz. Bunlar hekimleri ve sağlık çalışanlarını hedef olarak göstermek dışında bir işe yaramamaktadır. Bu tabelaların yanına da “Lütfen hekiminize ve sağlık çalışanına saldırmayınız. Saldırmakla sağlık sorununuz çözülmez.!” diye de yazdırmasını ve sağlık çalışanlarının güvenli, huzurlu, ve saldırıya uğramayacakları bir sağlık ortamında hizmet verebilmeleri için de ilgilileri uyarmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını bekliyoruz.
Bizler, çocuklarımızdan, eşlerimizden, anamızdan, babamızdan sevdiklerimizden ayrı kalarak en fazla zaman harcadığımız ve halkımıza sağlık hizmeti sunmak için çabaladığımız işyerlerimizde güvenli, huzurlu ve herhangi bir şiddete uğramayacağımız şartlarda çalışmak istiyoruz.
Aksine hekimlere ve sağlık emekçilerine şiddet devam ettiği sürece yeterli sağlık hizmeti veremeyeceğimizi, bundan da en çok halkımızın zarar göreceği açıktır.
Bizler, şiddetin toplumsal sorunlarda olduğu gibi sağlık sorunlarının çözümünde de yerinin olmadığını biliyoruz ve buna karşı çıkıyoruz. Bizler biliyoruz ki, asıl sorumlular bireysel davranışları sergileyen ve sağlık sistemindeki düzensizliklerin sorumlusu olarak hekimleri ve sağlık çalışanlarını hedef gösteren yönetim anlayışı ve onların yöneticileridir.
Meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği ve Adana Tabip Odası olarak canları pahasına sağlık hizmeti sunan ancak yine de şiddete maruz kalan meslektaşlarımız gibi Dr. Fulya Kaya’ya yapılan çirkin saldırıyı bir kez daha nefretle kınarken özellikle hekimleri ve sağlık çalışanlarını doğrudan ya da dolaylı olarak hedef gösterenlerin yaklaşımlarını insan onuru ve insan hakları temelli olarak bir kez daha gözden geçirmeye davet ediyoruz ve bu işi yapanların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz.26.09.2011
Hepinize saygılarımızı sunuyoruz.
Dr. Resmiye Kaya
Adana-Osmaniye Tabip Odası
Başkanı