HASTANELER İŞLETME, HASTALAR MÜŞTERİ, ÇALIŞANLAR KÖLE OLMAYACAKTIR BUNA İZİN VERMEYECEĞİZ!

HASTANELER İŞLETME, HASTALAR MÜŞTERİ, ÇALIŞANLAR KÖLE OLMAYACAKTIR BUNA İZİN VERMEYECEĞİZ!

Değerli Meslektaşlarım,

Hükümet,  Mayıs’ta meclisten aldığı Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisini kullanarak, Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanununu değiştirme hazırlığı içindedir. Halkın Sağlığını ve geleceğini ilgilendiren son derece önemli bir bakanlığın teşkilat yapısı bu şekilde kararname ile ve apar topar değiştirilmeye çalışılmaktadır.

Kararname bununla da kalmayıp, halen mecliste görüşülmeyi bekleyen ve kiralama ya da satış yoluyla mülkiyet devrinin de önünü açan, hastaneleri tümüyle özelleştirerek ticari birer kurum haline getiren, çalışanları sözleşmeli hale getirerek güvencesizleştiren  “KAMU HASTANE BİRLİKLERİ YASASI” nı kadük bırakacak düzenlemeyi de içermekte, söz konusu yasanın meclisten geçmesine gerek kalmadan doğrudan uygulamaya geçilmesini sağlamaktadır.

Bu yüzden konu ile ilgili basın açıklaması  Adana Tabip odası, SES ve  Dev-Sağlık İş Sendikası tarafından ortak basın açıklaması düzenlenmiştir. Basın açıklamasını SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel okumuştur.

Bilgilerinize sevgi ve saygılarımızla, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

     Dr.Nuh DEMİRPAS
Adana-Osmaniye Tabip Odası
       Genel Sekreteri

B.A_4

B.A_3

 

KHB: Hastaneler işletme, hastalar müşteri, çalışanlar köle demektir.
İZİN VERMEYECEĞİZ!

Türkiye’de yaşayan herkesi ilgilendiren sağlık hizmetinin sunumu ve sağlık hizmeti verecek personel ile ilgili düzenlemede köklü değişiklikler içeren bir KHK hazırlanmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın yapısını değiştiren, taşra teşkilatını tasfiye eden, Sağlıkta Özelleştirmenin eksik olan mülkiyet devrini tamamlayan ve çalışanları sözleşmeli yaparak iş güvencesini ortadan kaldıran bu KHK de aynı yöntemle gündeme getirilmiştir.

Sağlıkta Dönüşüm Programının Sağlıkta ÖZELLEŞTİRME anlamına geldiğini hep ifade ettik, buna karşı mücadele ettik, etmeye de devam ediyoruz. Bugüne kadar sağlığın neredeyse her alanı özelleştirildi, mülkiyet devri dışında tamamlandı:

  • Önce birinci basamak özelleştirildi, Aile Hekimliği sistemi getirildi. Koruyucu sağlık hizmetini ortadan kaldıran, hiçe sayan bu sistem nedeniyledir ki, Kolera salgınından, başkentin göbeğinde Şarbon salgınına kadar bulaşıcı hastalıklar yeniden hortladı, Tüberküloz vakalarında artış oldu.
  • SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığına devredildi, tek elde toplanıp hizmetler tek tek özelleştirildi, Temizlik, Yemek, Güvenlik ve Tıbbi Sekreterlik hizmetleri ile başlayan özelleştirme süreci, Tıbbi Görüntüleme, Laboratuar gibi hizmetlerle devam etti. Bunu diğer Tıbbi Hizmetler izliyor.
  • Hizmetler büyük ölçüde Taşeron eliyle yürütülmeye başlandı. Günümüze sağlık alanında kadrolu-güvenceli sağlık emekçisi kadar taşeron çalışan var.
  • Özel hastanelere sevkin önü açılarak Sağlıkta Dönüşümün temel amacı olan sermayeye kaynak aktarmanın önü açıldı, Özel Sağlık Kuruluşlarının Sağlık alanındaki payı % 6 dan % 30 lara çıkarıldı.
  • Birinci basamak dahil olmak üzere her kademede katkı ve katılım payları getirildi, birinci basmaktaki katkı payı sendikamızın açtığı dava ile iptal edildi, ikinci ve üçüncü basamaklardaki paylar tebliğlerle sürekli arttırıldı, hizmet alanı-paketi giderek daraltıldı, özel sağlık kuruluşlarına fark ücreti ödenmesi meşrulaştırıldı, yasal hale getirildi.
  • Çalışanlar performansa dayalı ücretlendirmeye ve kölece çalışmaya mahkum edildi, sözleşmeli çalışma getirilerek iş güvencesi ortadan kaldırıldı, taşeron çalışma neredeyse kural haline getirildi.
  • Bazı Başhekimler Maliye Bakanlığı’ nın personele ödenecek ek ödeme 7. sırada olduğundan personele elektrik – su, tıbbi malzeme harcamalarında kısıntı yapmaları istenmekte, kısaca ek ödeme azalacak denilmekte

Bu şekilde, neredeyse tümü özelleştirilen sağlık hizmetinde eksik kalan kısım mülkiyet devridir ve buna da ” KAMU-ÖZEL” ortaklığı ihaleleri ile, kamunun arsaları 25-49 yıllığına tahsis edilip üzerine her türlü işletme hakkını veren “ENTEGRE SAĞLIK KAMPÜSLERİ” kurdurularak başlandı.

Hükümet şimdi de, Mayıs’ta meclisten aldığı Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisini kullanarak, Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanununu değiştirme hazırlığı içindedir. Halkın Sağlığını ve geleceğini ilgilendiren son derece önemli bir bakanlığın teşkilat yapısı bu şekilde kararname ile ve apar topar değiştirilmeye çalışılmaktadır. Bu değişikliği yapmaya çalışırken de demokrasiden ne anladıklarını da göstermektedirler. Ne hizmeti üretenlerin temsilcilerine nede hizmeti alan halkın örgütlü kurumlarına dahi danışma gereği bile duymamaktadırlar. Toplumun yoğun gündemlerle ilgili olduğu dönemlerde yangından mal kaçırırcasına kritik yasaları çıkarma alışkanlığına sahip AKP hükümeti, tıpkı SSGSS yasası sürecinde olduğu gibi, şimdi de, şiddetin yoğun yaşandığı, sınır ötesi harekâtın şiddetini giderek arttırdığı, Suriye’deki gelişmelerin ve Libya’daki olayların gündemi meşgul ettiği bir dönemde böyle önemli bir değişikliği yapmaya çalışmaktadır. Bu değişiklikle, yalnızca Sağlık Bakanlığı’nın taşra teşkilatı tasfiye edilmemekte, Sağlık Bakanlığı, Sağlıkta Dönüşüm Programında öngörüldüğü gibi, sağlık hizmeti üretiminden çekilerek, “İCRACI” olmaktan çıkarılarak “DÜZENLEYİCİ”, “DENETLEYİCİ”, “KOORDİNATÖR BAKANLIK” haline getirilmektedir.

Kararname bununla da kalmayıp, halen mecliste görüşülmeyi bekleyen ve kiralama ya da satış yoluyla mülkiyet devrinin de önünü açan, hastaneleri tümüyle özelleştirerek ticari birer kurum haline getiren, çalışanları sözleşmeli hale getirerek güvencesizleştiren “KAMU HASTANE BİRLİKLERİ YASASI” nı kadük bırakacak düzenlemeyi de içermekte, söz konusu yasanın meclisten geçmesine gerek kalmadan doğrudan uygulamaya geçilmesini sağlamaktadır.

Gerek “KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞI” ve “KAMU HASTANE BİRLİKLERİ” , gerekse Sağlık Bakanlığı Teşkilat Yasasındaki Değişikliklerin anlamı, Sağlık Bakanlığının sağlık hizmetinden tamamen çekilmesi, mülkiyet devri dahil sağlıkta özelleştirmenin tamamlanması ve çalışanların güvencesizleştirilmesi demektir ve buna karşı başından beri verdiğimiz mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecektir.

13 Mart’ta Sıhhiye Meydanı’nı doldurarak, 19 ve 20 Nisan’da iki gün iş bırakarak Hükümeti;

  • · İş Güvencesi,
  • · Performansa dayalı ücretlendirmeye karşı Gelir Güvencesi,
  • · Can Güvencesi,
  • · Nitelikli, Ulaşılabilir, Katkı ve katılım paylarının olmadığı ücretsiz Sağlık Hizmeti için, bu hizmetin kamu eliyle verilmesi için, dolayısıyla sağlıkta özelleştirmeye karşı uyardık.

Şimdi yeni 13 Mart’lar, 19–20 Nisan’lar yaratacak güçte olduğumuzu hatırlatarak, Kamu Sağlık Hizmetini tasfiye eden, Sağlık Alanını tümüyle özelleştiren, çalışanların güvencesini yok eden bu KHK hazırlığından vazgeçilmesi için yetkililere bir kez daha çağrıda bulunuyoruz.

ADANA TABİP ODASI   SES ADANA ŞUBESİ    DEV-SAĞLIK İŞ ÇUKUROVA ŞUBESİ