“Ölümün Değil Yaşamın Galip Gelmesini İstiyoruz” konulu basın açıklaması hk.

“Ölümün Değil Yaşamın Galip Gelmesini İstiyoruz” konulu basın açıklaması hk.

Sayın Üyemiz;

12 Eylül tarihinden bu yana sürdürülen açlık grevlerinin 57. Günü. Artık çok kritik bir dönemin eşiğindeyiz.Bu kritik sürecin ölümlerle ve olumsuzluklarla sonlanmaması için,  “Ölümün Değil Yaşamın Galip Gelmesi İçin”, sorunun en kısa sürede çözümlenmesi için bugün Adana Tabip Odası’nda Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikası, İnsan Hakları Vakfı- Adana Şubesi katılımıyla Basın açıklaması yapılmıştır.
Aşağıda sunulan Basın açıklaması metnini kurumlar adına Adana-Osmaniye Genle Sekreteri Dr.Halit Atik okumuştur.

Saygılarımla,

Dr.Ali İhsan ÖKTEN
Başkan

 

a.g

 

BASINA VE KAMUOYUNA,
Türkiye cezaevlerinde 12 Eylül 2012 günü başlayan süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri 57. gününe girmiştir. Şuan Türkiye genelinde 700’den fazla, Adana ve Osmaniye de ise Karataş cezaevinde 5, Kürkçüler cezaevinde 20, Osmaniye cezaevinde 5, Ceyhan cezaevinde 15 mahkûm açlık grevinde bulunmaktadır. Bugün itibarıyla bölgemiz cezaevlerinde durumu kritik olan mahkûm olmamakla birlikte birçok cezaevinde mahkûmlar sağlıkları açısından ve geriye dönüşümsüz nörolojik sekel açısından çok kritik bir sürece girmişlerdir. 

Dünya Tabipleri Birliği’nin 1991 tarihli Malta Bildirgesi açlık grevcisini  “zihinsel olarak ehliyetli, açlık grevine kendi iradesiyle karar vermiş, bu nedenle belirli bir zaman için yiyecek ve/veya sıvı almayı reddeden kişi” olarak tanımlar. Kişilerin etkinlik ve ifade alanlarının ancak kendi bedenleri ile sınırlı olduğu cezaevi ortamlarında kimi uygulama ve politikalara karşı bir protesto biçimi olarak gündeme gelen açlık grevleri, gerek hekimlik mesleği açısından, gerekse etik ve politik açıdan oldukça karmaşık bir süreçtir.

Açlık grevleri ağır bir insani, hukuki ve toplumsal krizdir. Demokratik kamuoyu hiçbir zaman açlık grevlerinin ölüm orucuna dönüşmesini istemez. Bu nedenle açlık grevi eylemine başvuran mahpusların yaşam haklarının korunması için tüm yetkililerin gerekli duyarlılığı göstermesini savunur. 

Hekimlik mesleği ve Türkiye’de hekimlik değerlerinin savunucusu olan Türk Tabipleri Birliği varoluşundan bu yana insan yaşamı, insan sağlığının korunması ve geliştirilmesi noktasını varlık sebebi olarak görmüştür. Hekimlik insan yaşamını her türlü kavram ve kaygının ötesinde ele alır, değerler sistemini her şeyin merkezine insanı, yaşamını ve sağlığını koyarak şekillendirir. Bu yaklaşım açısı sonucu insan sağlığına ve dolayısıyla yaşamına zarar veren her şey ve tutum hekimliğin doğasına ve süreç içerisinde oluşan değerler sisteminin temel çıkış noktasına terstir; hekimlikçe kabul edilemez.

Açlık grevi bir intihar biçimi değildir. Bir protesto biçimidir. Kişi kendi iradesi ile bilinçli olarak yiyeceği reddetmektedir. Bir açlık grevi ölümle sonuçlanabilir fakat temel amaç ölüm değildir.  Sorun siyasi bir konudur ve siyasetçiler tarafından çözümlenmelidir. Sorun çözme konusunda yeterli çabayı göstermeyen siyasetçiler, sorunun herhangi bir aşamasında olayı hekimliğin  “zor” kullanarak mesleklerini uygulamaları gerektiği noktasına getirirler.  Ancak tüm bu söylemlerin biz hekimler açısından bir anlamı olmayacaktır. Bizler hekimlik uygulamalarımızı, hekimlik meslek etik ilkelerine uygun olarak dün olduğu gibi bugünde yapacağız. Hekimler hiçbir zaman “zor” kavramı altında herhangi bir müdahalede bulunmamıştır ve bulunmayacaktır.  Oysaki hekimin sorumluluğu, kendi ve toplum vicdanı doğrultusunda insan yaşamına duyduğu saygıdır ve bunu en faydalı bir şekilde yerine getirme isteğidir. Dolayısıyla ortaya çıkacak herhangi bir olumsuz tablonun sorumlusu da TTB, Tabip Odaları veya hekimler olmayacaktır. TTB ve Adana Osmaniye Tabip Odası olarak açlık grevlerine yaklaşımımız evrensel mesleki değerlerimiz ve sorumluluklarımız gereği ve çerçevesindedir.

Her zaman yaşamın önceliğini isteyen ve savunan hekimler olarak cezaevleri yönetimlerince mahkûmlara yalnızlaştırma ve tecrit benzeri uygulamalar asla dayatılmamalı ve yapılmamalıdır.  Açlık grevinde bulunanlara olası kötü sonuçları ve kalıcı olabilecek sekelleri önlemek için sağlıklı içme suyu, tuz, şeker ve yaşamsal önemi olan B1 vitamini mutlaka temin edilmeli ve verilmelidir.

Ülkemiz geçmişte 1996 ve 2000 yılarında aynı acıları yaşamış ve ne acıdır ki bu konuda dünyanın en deneyimli ülkelerden biri durumuna gelmiştir. Geçmiş yıllarda yaşanan açlık grevlerine yapılan müdahale ve devam eden açlık grevleri sonucu onlarca insanın ölmesi yüzlerce insanın sakat kalmasına neden olan bir durumun tekrar ortaya çıkmaması için Adalet Bakanlığı’nın başta tabip odaları olmak üzere insan hakları savunucularının açlık grevi yapılan cezaevlerini ziyaret etmesine izin vermesi gerekmektedir.  Ancak şimdiye kadar TTB’nin çağrılarına Adalet Bakanlığı tarafından yanıt verilmemiştir.  Şimdilik sadece avukatlar aracılığı ile bilgi almaktayız. Bizim açımızdan mahkûmların seçtikleri yöntemi onaylayıp onaylamamamız ne yazık ki karşı kaşıya bulunduğumuz insanlık dramını değiştirmemektedir. Biz bu süreçte diğer demokratik kitle örgütleriyle ve sivil toplum kuruluşları ile süreci yakından takip ederek olası ölümlerin ve sakatlanmaların önüne geçmek için gayret göstereceğimizi belirtmek isteriz.

1980 yılından bu tarafa Türkiye cezaevlerinde 144 kişi açlık grevleri ve ölüm oruçları nedeni ile yaşamını yitirmiştir. Bu kadar ağır bir sürecin yaşandığı Türkiye’de yeni ölümlerin yaşanmaması için Hükümeti ve diğer tüm siyasi partileri sorumlu davranmaya ve süreci çözmeye davet ediyoruz. Mahpuslara zorla müdahale edilerek tek kişilik hücrelere konulması ve bilinçsizce yapılacak tıbbi müdahaleler sorunları daha da ağırlaştıracaktır. Sorun, diyalog ve müzakere yöntemi ile çözülmelidir.
İnsanların yaşam hakkını ve sağlığa erişim hakkını koşulsuz savunan bir mesleğin temsilcileri olarak…
Yetkilileri bir kez daha ve acil olarak sorumlu davranmaya çağırıyoruz ve uyarıyoruz.
Aslolan yaşamdır.
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.

Dr.Halit ATİK
Adana-Osmaniye Tabip Odası
Genel Sekreteri

Adana-Osmaniye Tabip Odası         
Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikası
İnsan Hakları Vakfı- Adana Şubesi

 

a.g.1