İŞYERİ HEKİMLERİNİN, MESLEK ÖRGÜTÜNDEN ÇALIŞMA ONAYI ALMASI ZORUNLUDUR

İŞYERİ HEKİMLERİNİN,
tıpkı daha önceki dönemde olduğu gibi ve
6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası’nın 5. maddesine uygun olarak
MESLEK ÖRGÜTÜNDEN ÇALIŞMA ONAYI ALMASI
Z O R U N L U D U R

Geçtiğimiz günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının web sitesinde bir açıklama yayımlandı. Bu yazıda son hukuki düzenlemeler sıralanmakta ve 20.05.2009 tarih ve 2009/71 sayılı Türk Tabipleri Birliği onayını isteyen Genelge’nin yürürlükten kaldırıldığı belirtilerek,  yanı sıra işyeri hekimliği yetkisi (SGK adına 2 güne kadar istirahat ve ilaç yazma yetkisi) almak için başvuran hekimlerden istenen belgeler sıralanmaktadır. İstenen belgeler arasında ilgili meslek kuruluşundan alınması gereken çalışma onayı YİNE bulunmamaktadır.

Dolayısıyla SGK bir kez daha, meslek örgütünü bu alanın dışına atmak, etkisiz kılmak için adım atmakta ve bir kez daha yargı kararlarını yok saymaktadır.

Oysa SGK’nın hekim yetkisi vermek için aradığı belgeler arasında meslek odası onayının bulunmaması sorunsalı daha önce farklı düzenlemelerle karşımıza gelmişti. Bu içerikteki düzenlemelerin tamamı Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak yürütmesi durdurulmuş ve iptal edilmişti. Kısaca hatırlatalım;

1-16.12.2003 tarih ve 25318 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 25.[1] Maddesinde yapılan düzenleme ile işyeri hekimliği atanmasında meslek odasının yetkisi kaldırılmıştı. 26.[2] maddesinde yapılan düzenleme ile işyeri hekiminin görevine son vermede işverene fesih yetkisi verilmiş, meslek odası bu alanın da dışına itilmişti.

Danıştay 10. Dairesi 2004/1253 E, 2006/1658 K ve 28.2.2006 günlü kararıyla, (daha önce yürütmesi durdurulan 4, 18,19 ve 20. maddelerin yanı sıra) 25. ve 26. maddelerin de iptaline karar verdi. Danıştay 10. Dairesi Yönetmelik’in 25. maddesini iptal etme gerekçesi olarak;

“6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanununun 4.üncü, 5.inci maddesi ile Ek madde 1’de yer alan hükümlere göre, işyeri hekiminin atanmasında ilgili tabip odasının onayı gerektiği kuşkusuz olup, tabip odasının denetim ve atama yetkisini ortadan kaldıran, Yönetmeliğin 25.maddesinde hukuka uyarlık bulunmadığını”ifade ederken, Yönetmelik’in 26. maddesinin iptal gerekçesi olaraksa;

“işyeri hekiminin görevin özelliği gereği işveren ve işçilere karşı bağımsızlığının korunması gerekmektedir. Nitekim Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun 161 sayılı Sözleşmesinin 10.maddesinde, işçi sağlığı konusunda hizmet veren personelin, işverene, işçilere ve işçi temsilcilerine karşı görevlerini yerine getirmesi sırasında tam bir bağımsızlık içinde olması gerektiği belirtilmiş, yine Uluslararası Çalışma Örgütünün 112 sayılı Tavsiye kararında, işyeri hekiminin işçilere ve işverenlere karşı bağımsızlık içinde olmasının, ulusal mevzuatta işyeri hekiminin işe alınması ve işten çıkarılmasının özel bir statüye kavuşturulmasına bağlı olduğu vurgulanmış durumdadır. Yönetmeliğin 26.maddesinde ise, haksız işten çıkarmaları önleyici, mesleki bağımsızlığı sağlayıcı düzenlemeye yer verilmediği açıktır.

Diğer yandan 6023 sayılı Kanunun 5.maddesinin son fıkrası uyarınca işyeri hekiminin görevine son verilmesi halinde ilgili tabip odasına bildirim yapılması gerektiği halde, Yönetmeliğin 26.maddesinde ilgili tabip odasına bildirimde bulunulması öngörülmemiştir.

Yukarıda aktarılan sebeplerle Yönetmeliğin 26’ıncı maddesinde de hukuka uyarlık bulunmadığını”belirtmişti.

2- Aynı günlerde SSK Başkanlığı Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulan 25.12.2003 tarih ve 3-222 Ek sayılı “Hekim Yetkisi” konulu genelgeyle de işyeri hekimlerine tabip odası onayı olmaksızın, SSK adına tedavi hizmeti verme yetkisi veriliyordu. Danıştay 10. Dairesi 2005/2732 E. sayılı dosyada tabip odalarının yetkilerini kısıtlayan hükümlerin önce yürütmesini durdurdu, ardından da iptal etti.

3- 2006 yılında ise ‘Genelge’nin yürütmesi durdurulan hükümlerinin yargı kararına uygun olarak yeniden düzenlendiği’ iddiası ile bu kez 3-255 sayılı “Hekim Yetkisi” Genelgesi hazırlandı.

Bu Genelgede de yine hekim yetkisi verilmesinde, meslek odası onayı alınması zorunluluğunu ortadan kaldıran düzenlemeler getirilmişti. Ayrıca yine bu Genelge ile işyeri hekimlerine verilen yetkinin ‘işyerine bağlı diğer işyerlerinde de geçerli olduğu’ belirtiliyor; hekimle işveren arasında düzenlenecek sözleşmenin Genelge ekinde belirtilen şekilde olması zorunlu tutularak, sözleşmeye ilişkin SSK Ünite görüşünün de olması gerekli görülüyordu.

Türk Tabipleri Birliği tarafından açılan dava sonucunda Danıştay 10. Dairesinin 2006/817 E. 2008/6567 K. sayılı kararıyla; 

  • Hekim yetkisi verilmesinde, tabip odası onayının aranmadığı hükümler, Türk Tabipleri Birliği Yasasına açık aykırılık sebebiyle (Madde: 1/A-a-b ile 1/B-a)
  •  

  • Hekim yetkisinin ‘işyerine bağlı diğer işyerinde’ de geçerli olacağına ilişkin hükümler, verilen yetkinin sınırlarının belirsizleştirilmesi sebebiyle (Madde:7)
  •  

  • Genelge ekindeki sözleşmenin imzalanması gerektiğine ilişkin hüküm (Madde:15) ise Sosyal Güvenlik Kurumunun bu alanda düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle 

iptal edildi. Mahkeme “meslek odasının onayının alınması zorunluluğuna” ilişkin maddeleri değerlendirirken şu gerekçeleri ifade etmişti;

6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanununun 4. ve 5/1. maddesi ile
Ek 1. maddesinde yer alan hükümlere göre, işyeri hekiminin atanmasında ilgili tabip odasının onayı gerekmektedir.

Bu itibarla, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan işyeri hekimlerinin, çalıştıkları işyerindeki veya özel bir işyerindeki sigortalılar için kurum adına reçete yazabilmesi ve iki güne kadar istirahat verebilmesi yönündeki yetki taleplerinde, tabip odasının onayına yer verilmediğinden, eksik düzenleme nedeniyle dava konusu Genelgenin 1/A maddesinin “a” bendi ile 1/B maddesinin “a” bendinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Aynı Yasanın 4/5. maddesinde ise, “Gerek tabipler ve gerekse bunları istihdam eden bilumum daire, müessese ve işyerleri, tayin, nakil, işten ayrılma ve sair suretlerle hasıl olan değişiklikleri en geç 15 gün zarfında mahalli tabip odalarına bildirmeye mecburdurlar.” kuralına yer verilmiştir.

….
Bu nedenle emekli hekimlerin, özel bir işyeri sigortalıları için kurum adına reçete yazma ve iki güne kadar istirahat verebilmesi istemiyle yaptıkları başvuruya, sadece sözü edilen belgelerin eklenmesini yeterli gören (meslek odasından alınan belgeyi sıralamayan) Genelgenin 1/A maddesinin “b” bendinde, eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”

SONUÇ OLARAK;
Görüldüğü üzere son yıllarda 3 kez denenen ve her seferinde Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunan bu düzenleme, bu kez Bakanlığın sitesindeki bir açıklama yazısı ile karşımıza çıkarılmaktadır.

Oysa bu yetkinin dayanağı herhangi bir Genelge değil, yargı kararlarında da işaret edildiği gibi, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası’nın 5. maddesidir. Dolayısıyla ilgili yazıda ifade edildiğinin aksine, herhangi bir “Genelge’nin veya Yönetmeliğin yürürlükten kaldırılması”, meslek örgütünün bu onay yetkisini ortadan kaldırmaz.

Bir başka ifadeyle 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası’nın 5. maddesi yürürlükte olduğu sürece,  meslek odasına ait bu yetkinin alt düzenleyici işlemler ile (Yönetmelik, Genelge, web sitesinde açıklama vb) kaldırılması, yok sayılması mümkün değildir.

Bu nedenle Bakanlık sitesindeki “açıklamanın” da, yargıdan dönmesi kaçınılmaz ve ve tereddütsüz bir sonuçtur. Bu çerçevede; 

  • İşyeri hekimlerinin SGK’ya başvurarak 2 güne kadar istirahat ve mahallinde ilaç yazma yetkisi almadan önce, meslek örgütüne başvurarak çalışma onayı alması gerektiğini,
  • Halen meslek örgütünden çalışma onayı almamış olan hekimlerin, derhal meslek örgütüne başvurması gerektiğini hatırlatır

Aksi halde hem SGK tarafından verilen yetkinin iptali, hem de meslek örgütü tarafından ilgili hekim hakkında işlem yapılmasının söz konusu olabileceğini önemle bilgilerinize sunarız.22.12.2010

İstanbul Tabip Odası
Hukuk Bürosu

[1] Madde 25: İşverenler, bu Yönetmelikte belirtilen niteliklere haiz işyeri hekimi veya hekimleri ile sözleşme yaparlar. Yapılan sözleşmenin bir nüshası Genel Müdürlüğe gönderilir.

Özel kurum ve işyeri hekimleri, çalıştıkları yerlerin sağlık hizmetlerinin başka bir yerde ikinci bir görev yapmalarına elverişli bulunduğuna dair tabip odalarınca izin verilmesi halinde işyeri hekimliği yapabilirler.

Sözleşme, Ek-7de verilen örneğine uygun olacak şekilde düzenlenir.

[2] Madde 26: Sözleşmenin herhangi bir nedenle geçerliliğini yitirmesi halinde, bu durum taraflarca üç iş günü içinde Genel Müdürlüğe bildirilir.