Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin Bilimsellikten, Denetimden, Şeffaflıktan Uzak Kadro İlanına İtiraz Ediyoruz

Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin Bilimsellikten, Denetimden, Şeffaflıktan Uzak Kadro İlanına İtiraz Ediyoruz

Türk Tabipleri Birliği (TTB) bilimsel gelişmeyi amaçlayan, denetlenebilir ve objektif ölçütler olmaksızın Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin yaptığı kadro ilanına ilişkin itirazlarını, 21 Aralık 2020’de çevrimiçi düzenlediği bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu.

Toplantıya TTB II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Merkez Konsey üyeleri Doç. Dr. Deniz Erdoğdu ve Dr. Onur Naci Karahancı ile TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu üyeleri ve tabip odalarının yöneticileri katıldı.

Basın açıklamasının okunmasının ardından söz alan Dr. Ali İhsan Ökten liyakata ve atama kriterlerine uygun, bugüne kadar kadro verilmiş veya bundan sonra kadro verilecek meslektaşlarının haklarını korumak istediklerinin altını çizdi. Ökten, TTB olarak atama şartlarının bilimsellikten,  etik ilkelerden, şeffaflıktan, haktan, hukuktan uzak olmasına, yıllardır asistan eğiten ve uzman yetiştiren akademisyenlere kadro açılmamasına, aynı işi yapan eğitim görevlileri arasında eşitsizlik yaratılmasına ve kadrolaşma ile tıp eğitiminin niteliğinin düşürülmesine itiraz ettiklerini ifade etti.

TTB Merkez Konseyi adına basın açıklamasını Dr. Deniz Erdoğdu okudu. Açıklamanın tamamı şöyle:

Türk Tabipleri Birliği olarak; Bilimsel Gelişmeyi Amaçlayan, Denetlenebilir ve Objektif Ölçütler Olmaksızın Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin Yaptığı Kadro İlanına İtiraz Ediyoruz

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) tarafından 14 Aralık 2020 tarihinde Resmi Gazete’de 407 (3’ü iptal edildi) akademik kadro ilan edilmiştir. Bu kadroların 395’i Sağlık Uygulama Araştırma Merkezleri (SUAM), 7’i Gülhane Tıp Fakültesi, 5’i Rektörlük adına açılmıştır. SUAM adına açılan 395 kadronun 380’i profesör, 15’i doktor öğretim görevlisi kadrosudur.

Oysaki SBÜ Rektörlüğü, 17 Kasım 2020 tarihinde “Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönergesi”ni hazırlamış, 01 Ocak 2021 tarihinden itibaren uygulanacağını ilan etmiştir.

Kasım ayında açıkladığı atama kriterlerinin 1 Ocak 2021’den itibaren geçerli olacağını söyleyen SBÜ Rektörlüğü, 14 Aralık 2020’de SUAM adına yönerge kriterleri olmaksızın büyük çoğunluğu profesör kadrosu olmak üzere 395 akademik kadro alımı için ilana çıkmıştır. Açıklanan kadrolara atama için belirlenen ayırt edici kriter; SBÜ’nün kurulduğu 5 yıldan beri olduğu gibi yine belirli bir kişiyi tarif eden “Başlıca Araştırma Eseri”dir.

Açık bir şekilde görünüyor ki; SBÜ kendi çıkardığı yönergedeki atanma kriterlerini yok sayarak, belirli kişilerin engele takılmaması, yönergeden muaf olması için, 380 profesör kadrosunu doldurmaya çalışmaktadır. Yüzlerce kadroya ilişkin ilandaki “aranan şartlar” kısmında bir kişi için bir konuya yer verilmiştir ve kişilere önceden sorularak işaret eder tarzda belirlendiği görülmektedir.

Eğitim kliniği özelliği devam eden yıllardır asistan eğitimi veren ve uzman yetiştiren kliniklerde atama bekleyen birçok öğretim görevlisi vardır. Ancak kişiye özel kriter ilanı yapıldığı için bu kişiler, objektif ölçütler üzerinden bilimsel nitelikleri dikkate alınarak akademik kadrolara atanma hakkından yoksun bırakılmaktadır. Aynı işi yaptığı halde kadro verilenler ile verilmeyenler arasında ki ekonomik ve özlük haklar bakımından dengesizlik ciddi bir adaletsizliktir. Bu durum çalışma barışını bozan eşitsizliğe yol açan bir uygulamadır.

SBÜ Rektörlüğü’nün, kasım başında ilan ettiği ve ocak başında uygulanacağını belirttiği yönerge kriterlerinden önce aceleyle yüzlerce kadro ilanına çıkmasını gerektiren hangi akademik ve bilimsel ihtiyaç vardır. Dünyanın hiçbir yerinde bu uygulamanın bir benzeri bulunmamaktadır. Böyle bir karar bilim ve etik anlayışın hakim olması zorunlu, akademi ve üniversite yapısına taban tabana zıttır.

TTB’nin başından itibaren talep ettiği üzere SBÜ kadrolarına atama yapılırken bilimsellik, liyakat ve hakkaniyeti içeren ölçütlerin uygulanması gerekir. TTB olarak itirazımız meslektaşlarımızın akademik kadrolara atanmasına değil; sübjektif kriterler üzerinden yıllardır adaletsiz ve haksız bir biçimde sürdürülen kadrolaşma uygulamasınadır.

TTB olarak bu aşamada SBÜ akademik kadrolara atama ölçütlerinin TTB’nin önerileri de dikkate alınarak gözden geçirilmesi, yükseköğretim mevzuatına uygun hale getirilmesi, SBÜ’nin öğretim görevlisi kadrolarına atamaların bilimsel gelişmeyi amaçlayan, denetlenebilir ve objektif ölçütlerle yapılması, sürecin şeffaf yürütülmesidir. Aksi yöndeki bu uygulamaya karşı SBÜ, YÖK nezdinde girişimde bulunacak, sonuç alıncaya kadar hukuki mücadele dahil çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi